Işınsu Kestelli: Üretici pamuktan uzaklaşıyor.”
- Brifing Online
- 6 saat önce
- 4 dakikada okunur

İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, pamuk üreticilerinin destek yetersizliği nedeniyle zor günler yaşadığını söyledi. Ekim alanlarında bu yıl yaklaşık yüzde 20 daralma beklendiğini vurgulayan Kestelli, “Su kaynaklarımız azalıyor, maliyetler artıyor, fiyatlar tatmin edici değil. Desteklemeler ise yetersiz. Bu durum üreticiyi pamuktan uzaklaştırıyor” dedi.
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Ağustos ayı Olağan Meclis Toplantısı İzmir Ticaret Odası meclis salonunda, Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer başkanlığında gerçekleştirildi.
Toplantıya İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve meclis üyeleri katılım sağladı.
Üzüm, incir ve pamuk üretiminde zor günlerin yaşandığını belirten Kestelli, “Geride bıraktığımız sezon hiçbirimiz için kolay geçmedi. Bölgemiz için değerli birçok ürün grubunda farklı sorunlarla karşılaştık” dedi. Pamuk üreticisine verilen desteğin yetersiz olduğunu söyleyen Kestelli “Bu yıl ekim alanlarımızın yaklaşık yüzde 20 daralması öngörülüyor. Su kaynaklarımız azalıyor, maliyetler artıyor, ama fiyatlar tatmin edici değil. Desteklemeler ise yetersiz. Bu durum üreticiyi pamuktan uzaklaştırıyor” şeklinde konuştu.
“GERİDE BIRAKTIĞIMIZ SEZON HİÇBİRİMİZ İÇİN KOLAY GEÇMEDİ”
Toplantıda konuşmasını gerçekleştiren Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, kuru incirde yaşanan ihracat sıkıntıları ile ilgili konuştu. Kestelli, “Geride bıraktığımız sezon hiçbirimiz için kolay geçmedi. Bölgemiz için değerli birçok ürün grubunda farklı sorunlarla karşılaştık. Bunların başında da kuru incir yer alıyor. 2024/25 sezonu boyunca incir, gündemimizin hep ön sıralarındaydı. Ülkemizin dünya kuru incir ticaretinin yaklaşık yarısını karşıladığını ve bu sezon 350 milyon dolarlık ihracat yaptığımızı düşündüğümüzde, incirin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Ama tabii ki işler her zaman istediğimiz gibi gitmiyor. İklim değişikliği üretimde ve depolamada ciddi sıkıntılar yaratıyor; aflatoksin ve okratoksin riski artıyor. Avrupa’dan geri dönen her ürün, sadece firmalarımızı değil, ülkemizin prestijini de etkiliyor. Bu nedenle, bu sezon aynı sıkıntıları yaşamamak için üreticiden tüccara, ihracatçıya kadar herkesin aynı hassasiyetle hareket etmesi şart” dedi.
“ZİRAİ DON, SEZONUN KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ”
Yaşanan zirai don sebebiyle üzüm üretiminde büyük kayıplar yaşandığını belirten Kestelli, “Üzüme gelince, Nisan ayında yaşanan zirai don, sezonun kaderini adeta değiştirdi. Bazı bölgelerde kayıplar yüzde 100’e kadar çıktı. Eğer o don yaşanmamış olsaydı, belki rekor seviyede bir üretim yılı konuşuyor olacaktık. Ama maalesef geçtiğimiz seneye göre yaklaşık yüzde 20’lik bir rekolte düşüşü söz konusu” şeklinde konuştu.
“DESTEKLEMELER YETERSİZ”

Pamuk üreticilerine yapılan desteklerin yetersiz olduğunu söyleyen Başkan Kestelli, “Pamukta da durum farklı değil. Bu yıl ekim alanlarımızın yaklaşık yüzde 20 daralması öngörülüyor. Su kaynaklarımız azalıyor, maliyetler artıyor, ama fiyatlar tatmin edici değil. Desteklemeler ise yetersiz. Bu durum üreticiyi pamuktan uzaklaştırıyor” ifadelerini kullandı.
“KENDİ TOPRAĞIMIZDA ÜRÜN KAYBETMEK STRATEJİK BİR RİSKTİR”
Pamuk, incir ve üzümün bölgemizin geleceğini olduğunu belirten Kestelli, “Arz problemi yaşanınca da ithalat kaçınılmaz hale geliyor. Unutmayalım ki, kendi toprağımızda güçlü olduğumuz ürünleri kaybetmek sadece ekonomik bir kayıp değil, stratejik bir risktir. Pamuk, incir ve üzüm, bunlar sadece tarımsal bir ürün değil, bölgemizin ve ülkemizin geleceği. Bu nedenle hep birlikte, iş birliğiyle ve dikkatle hareket edersek hem üretici kazanır hem ihracatçı rekabet gücünü korur hem de Türkiye küresel tarım ve ticaret arenasında yerini sağlamlaştırır.
Aksi ise geri döndürülemez neticeler yaratır” dedi.
“ÜRETİCİ UZUN SÜREDİR SIKINTILI GÜNLER GEÇİRİYOR”
Üreticilerin uzun süredir sıkıntılı günler geçirdiğini belirten Kestelli, “Üreticilerimiz, uzun bir süredir girdi maliyetleri ile kur arasındaki dengenin bozulması nedeniyle sıkıntılı günler geçiriyor. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin haziran ayı verileri de bu durumu net olarak ortaya koyuyor. Bireysel ve ticari kredilerin toplam tutarı 20 trilyon lirayı aşarak tarihi bir seviyeye ulaştı. Tarım sektörünün kredi hacmi yüzde 1,81 artarak 1 trilyon 65 milyar lirayı geçti. Sektörde tahsil edilemeyen alacaklar ise 6,7 milyar lirayı buldu. Takipteki alacak miktarı bir yıl içinde yüzde 166 artarak artış hızı bakımından tüm sektörleri geride bıraktı. Bu tablo, çiftçimizin yaşadığı borç yükünün ve kur şokları ile artan girdi maliyetlerinin yarattığı baskının en açık göstergesi” dedi.
KESTELLİ, KALICI İYİLEŞMENİN YOLLARINI SIRALADI!
Kalıcı iyileşmenin yollarından bahseden Kestelli, şunları söyledi:
“Ortada çözümsüz bir durum yok ancak mevcut şartlara göre revize edilmesi gereken bir süreç yönetimi izlenmesi gerekiyor. Kalıcı bir iyileşme için tarımda girdi maliyetlerinin ve kredi faiz oranlarının düşürülmesi, kredi geri ödemelerinin hasat dönemlerine uyumlu hale getirilmesi ve özellikle küçük ölçekli aile işletmelerinin finansmana erişim kanallarının güçlendirilmesi gerekiyor. Bu önlemlerin hayata geçirilmesiyle, üreticilerimizin bir nebze rahatlayacağını ve ülke ekonomisinin daha sağlam bir zemine oturacağını özellikle belirtmek istiyorum”
“AŞIRI SICAKLIKLAR EKONOMİMİZİ SESSSİZ VE DERİN BİR ŞEKİLDE ZAYIFLATIYOR”
Yüksek sıcaklıkların ekonomik kayıplara yol açtığını söyleyen Kestelli, “Yüksek sıcakların diğer bir sonucu olarak ekonomik kayıplarda kaçınılmaz görünüyor. Türkiye’de yalnızca üretim kayıplarının, GSYH’nin yüzde 2 ila yüzde 6’sına mal olabileceği öngörülüyor. Sıcaklıkların yükselmesi; aynı zamanda kuraklığı artması, su kaynaklarının azalması, orman yangınlarının tetiklenmesi ve hava kirliliği yaşanması anlamına geliyor. Bu olumsuz tabloyu değiştirmek için; şehirlerimizi yeşillendirmek, binalarımızı iklime uygun hale getirmek, halk sağlığını erken uyarı sistemleri ve soğutma merkezleriyle korumak, enerji ve ulaşım altyapımızı sıcaklıklara dayanıklı biçimde yenilemek ve tüm bu adımları ulusal ve yerel yönetim politikalarımıza entegre etmeliyiz. Aksi takdirde, aşırı sıcaklar toplumumuzu ve ekonomimizi sessiz ama derin bir şekilde zayıflatmaya devam edecek” dedi.
“TÜRK LİRASINA OLAN GÜVENİ ARTIRSA DA ÖNEMLİ MALİYET OLUŞTURUYOR”
Kur korumalı mevduat ve yükselen kredi maliyetleri ile ilgili konuşan Kestelli, “Döviz kurundaki ani dalgalanmaları sınırlamak amacıyla devreye alınan ve geçtiğimiz günlerde sonlandırılan Kur Korumalı Mevduat uygulamasının, başlangıçta Türk lirasına olan güveni artırsa da önemli bir maliyet oluşturduğunu söyleyebiliriz. Yüzde 1’in altına düşen cari açık önemli bir kazanım ama bunun sürdürülebilirliği ve ödediğimiz maliyetin yüksekliği soru işareti. Yüzde 5 enflasyon hedefi kararlılıkla sürdürülse de bu hedefe ulaşmak için gereken parasal sıkılık kısa vadede iç talebi baskılıyor ve büyüme üzerinde sınırlayıcı etkiler yaratıyor. Kredi maliyetlerinin yükselmesi, özellikle KOBİ’ler ve hanehalkı üzerinde baskı oluşturuyor. Genel ekonomik performans açısından temkinli bir iyileşme gözlemlense de yüksek enflasyon, finansman maliyetleri ve dış ticaret dengesizlikleri gibi hala devam eden önemli sorunlarımız olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Yorumlar