Yusuf Öztürk’ten İzmir Limanı çıkışı: “Madem değerliydi, şimdi mi değersiz oldu?”
- Brifing Online
- 17 Eyl
- 4 dakikada okunur

DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, İzmir Limanı’nın özelleştirilmesi ile ilgili “İzmir limanı, her geçen sene daha da kötüye gidiyor. Madem İzmir Limanı’nı geçmişte bu kadar savunduk, şimdi İzmirliler neden sessiz kalıyor. Madem değerliydi, şimdi mi değersiz hale geldi” şeklinde konuştu.
İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Eylül ayı olağan meclis toplantısı DTO İzmir Şubesi Meclis Başkanı Argun Gündüç idaresinde gerçekleştirildi.
Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk ve sektör temsilcilerinin yaptığı değerlendirmelerde Alsancak Limanı’nın özelleştirilmesi konusu gündem oldu.
Başkan Öztürk, “İzmir limanı, her geçen sene daha da kötüye gidiyor. Madem İzmir Limanı’nı geçmişte bu kadar savunduk, şimdi İzmirliler neden sessiz kalıyor? Madem değersizdi, 2007’de gördük; Mersin Limanı yürüdü gitti. Madem değerliydi, şimdi mi değersiz hale geldi? İzmirlilerin bir şey yapması lazım” dedi.
Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, meclis toplantısında yaptığı konuşmasında İzmir Limanı’nın şimdiki durumu ve özelleştirilme konusu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
“MADEM DEĞERLİYDİ İZMİRLİLER ŞİMDİ NİYE SESSİZ?”
Öztürk, “Madem İzmir Limanı’nı geçmişte bu kadar savunduk, şimdi İzmirliler neden sessiz kalıyor? Madem değersizdi, 2007’de engellemeleri gördük; Mersin Limanı yürüdü gitti. Madem değerliydi, şimdi mi değersiz hale geldi? Efes gibi mi olsun? Efes’te doğmuş, yok olmuş bir liman. İzmirlilerin bir şey yapması lazım.
“İZMİR LİMANI GÖZ GÖRE GÖRE ERİYOR”
İzmir Limanı şöyle böyle olacak deniyor ama baktığımızda süreç yatırımcılarla devam ediyor. Aralarda yeni firmalar var ancak bu firmalardan bir tanesi İzmir Limanı’nı kurtaracak gibi görünüyor. Yine de bu şekilde devam etmesi çok mümkün değil. İzmir Limanı için en önemli konu, göz göre göre erimesi. İzmir Limanı’nın bu haline yürekten üzülüyorum. İnşallah eski günlerine kavuşur. Türkiye’nin ikinci büyük limanının bu hale gelmesi gerçekten üzücü. Varlık Fonu özelleştirme için kararlı. Bu sevindirici, önünü açmamız lazım.
“İZMİR’İN ÇOK TURİSTİK BİR YER OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
Ben İzmir’in çok turistik bir yer olduğunu düşünmüyorum. Kemeraltı dışında bir yer var mı? Satışla alakalı bu kesinlikle. Limanı endekslersek, turizm limanı olarak da değerlendirilebilir. Barselona’nın göbeğinde liman var, turist var, karşısında kömür indiriyorlar. Bunun planını doğru yapmak lazım. Tercih edilmeyen bir İzmir Limanı var çünkü hala 2 tane tuvaleti var” şeklinde konuştu.
“ALİAĞA 100 LİMAN ARASINDA 91. SIRADA”
Aliağa Limanı’nın dünyadaki en önemli 100 liman arasına girmesi hakkında değerlendirmelerde bulunan Öztürk, “Dünyadaki ilk 100’e Türkiye’den 5 liman girdi. 5. sırada Aliağa var. 2024 yılında 11.4 milyon TEU civarı, bu sene 9 milyon 400 bin civarındayız. 7 milyonu dolu konteyner, 2,5 milyonu boş konteyner. Dünyada boş konteyner oranı yüzde 41. Bizde elleçlenen 10 milyonun dörtte biri boş konteyner. Aliağa, 100 liman arasında 91. sırada listeye girdi. En fazla elleçleme yapan liman sıralamasında ise Aliağa, 1 milyon 191 bin elleçleme yaptı İzmir Limanı ise 155 bin yaptı. İzmir Limanı her geçen sene daha da kötüye gidiyor” şeklinde konuştu.
“MSC, SOCAR İLE İŞ BİRLİĞİ YAPIYOR”
Bölgedeki konteyner alımları ve kruvaziyer gemisi ile ilgili açıklamalarda bulunan Yusuf Öztürk, “Konteyner alımlarında biraz düşüş var. Ama bölgemizde konteyner hareket sayısı artacak. MSC’nin kuruluşu olan firmanın SOCAR ile iş birliği imzaladığını öğrendik. Aliağa SOCAR terminalinde sayı artacak gibi görünüyor.
Kruvaziyer konusunda fena sayılmayız. Kruvaziyerde hem gemi sayısında hem de yolcu sayısında artış yaşanıyor. Yüzde 16,6 yolcu artışı, yüzde 18,4 gemi artışı var. Yolcu sayısı 1 milyon 416 bine ulaştı. 2025’te 2 milyonu rahat geçeriz. Kuşadası’na 84 kruvaziyer gelmiş, ağustos ayında 162 bin turist taşımış. Bodrum’a 22 gemiyle 27 bin yolcu geldi.
“BODRUM VE GÖCEK, IBIZA’DAN DAHA PAHALI”
Marina ücretleri ile ilgili de açıklamalarda bulunan Öztürk, “Bodrum, Marmaris ve Göcek gibi bölgelerde marina ücretlerinin yükselmiş olması tamamen bıktırmış durumda. Yoğun talep var ama sınırlı bağlama kapasitesi bulunuyor. Sınırlar en üst noktada. Bodrum ve Göcek, Ibiza ve Monaco’dan daha yüksek fiyatlara sahip” dedi.
Öztürk, “ÖTV’nin deniz turizm araçlarında KDV oranı yüzde 1’den yüzde 8’e çıkarıldı. Mega yat yapımında dünyada 3. ve 4. Sıradayız” şeklinde konuştu.
“ÇEŞME’DE SUYUN OLMAMASI TURİZMİ TAMAMEN BALTALADI”
Bu sene İzmir’de yaşanan su kesintisinin turizmi büyük ölçüde etkilediğini belirten Öztürk, “Ege Ekonomisini geliştirme toplantısına katıldık. Çeşme ve İzmir’de yaşanan su sorununu konuştuk. Turizm bu sene çok kötü gitti. Temmuz sonuna kadar oturduk. Fiyatlar aşırı yüksekti. Çeşme’de su kesilmesi, suyun olmaması turizmi tamamen baltalayan bir konu oldu. Manisa’dan alınan bir su var, bu anlaşma da bitiyormuş. Bildiğim kadarıyla su sorunu büyük bir sorun. Alaçatı kısmındaki doğanın bozulmaması taraftarıydık. Alaçatı, dünyada su sporlarında sıralamaya girebilecek bir yer. Alaçatı’ya golf sahasının yapılmaması bence doğru bir karardı” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in İzmir’de katıldığı toplantı ile ilgili konuşan Öztürk, “Doğru yolda gidiyoruz, biraz zaman alıcı. Ümitliyim ekonomi anlamında ama zamana ihtiyacımız var” açıklamasında bulundu.
“ZODYAK BOTLARA BİLE ATIK KONUSUNDA HASSASİYET FAZLA”
Öztürk, deniz atıkları konusunda bütün gemilere aynı mevzuatın uygulanmaması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Zodyak botlardan bile atık konularında Çevre Bakanlığı’nın hassasiyeti oldukça fazla. Küçük bir balıkçı teknesi ile günübirlik teknenin bıraktığı atık, büyük tekneninkiyle aynı mevzuata tabi. Kanalizasyon sistemi yok; deniz turizminin yapıldığı yerlerde deşarj sistemiyle atık tekrar denize bırakılıyor. Sezon bitmek üzere, Sahil Güvenlik’in en çok dikkat ettiği konu atık meselesi. Günübirlik bir tekne 100 kişi alıyor; günlük tüketimle 12 litre atık oluşuyor, bu da 1200 litrelik bir atığa denk geliyor”
Teknedeki müzik konusunda yaşanan telif sıkıntıları ile ilgili konuşan Öztürk, “Müzik lisansı konusunda da sıkıntılar yaşanmaya devam ediyor. Gerçek şu ki 20-30 yaşındaki günübirlik teknelerle çalışıyoruz. Bunlarda müzik yayını yapanlar Çevre Bakanlığı’nın sistemine uygun mu? Hangi müzik telife uygun? 18 ayrı yere, 10’un üzerinde telif hakkı kurumu var. Bu ilginç bir konu. Hepsine ortak ödeme yapılmasını düşündük. Bunun da kapasitelere ve sezona göre değerlendirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“DENİZCİ ÜLKE HEDEFİNİ ENGELLİYOR”
Tekne plakalandırma konusunu gündeme getiren Öztürk, “Plakalandırma meselesi de bir diğer konu. Barınma yerleri, marinalar çok pahalı; yeni marina da üretilmiyor maalesef. Bu durum hem amatör denizciliği etkiliyor hem de denizci ülke olma hedefini engelliyor. Deniz turizm araçlarında da plakalar olsun istiyoruz. Yeni tekne fazla üretilmiyor. Aşırı ve kırıcı bir rekabet var. Mevzuatlara da uyum sağlanamıyor, turizmin hali ortada.” şeklinde konuştu.


































Yorumlar