Naşit Birgüvi :“İzmir megaköy oldu, 50 yıl geriye götürüldü.”
- Brifing Online
- 10 saat önce
- 5 dakikada okunur

Özel Haber
Zafer Partisi İzmir İl Başkanı Naşit Birgüvi, İzmir’in çöp, su ve ulaşım gibi kronikleşmiş sorunlarının çözülemediğini, Körfez kirliliğinin ve deprem riskinin görmezden gelindiğini belirterek sert eleştirilerde bulundu. CHP’li yerel yönetimlerin hizmet üretemediğini, merkezi yönetimin ise İzmir’i bilerek kaderine terk ettiğini ifade eden Birgüvi, www.izmiryasam.net’e çarpıcı iddialar ve açıklamalarda bulundu: “İzmir batıya açılan pencereydi, şimdi plansız göçün ve hizmet yetersizliğinin pençesinde bir mega köy haline geldi.”
"Yüz Binlerce Deniz Canlısı Katledildi"
İzmir Körfezi'ndeki çevre felaketiyle ilgili konuşan Birgüvi, soruna köklü bir yaklaşım sergiledi. Plankton patlaması sonucu yüz binlerce deniz canlısının telef olduğunu hatırlatan İl Başkanı, hem merkezi hem de yerel yönetimi suçladı:
"Sanayi tesislerinden denize akan pis atıklardan direkt bakanlık sorumlu. Onlar bu görevini yapmamakla birlikte hatta göz yumarak teşvik etmişler.İzmir Körfezi’nin bu noktaya gelmesini sağladılar. Neden göz yumuyorlar? İzmir halkı faturayı Büyükşehir Belediyesi'ne çıkartsın diye."
Birgüvi, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de gerekli tedbirleri almadığını belirterek, "Atık su tesislerinin aktif çalışması gerekirken, 4. faz daha yakın zamanda bir plankton patlamasından sonra tekrar işlev kazandı" dedi.
PODCAST
“İzmir Büyükşehir’de fazla kadrolaşmanın nedeni ideolojik sebepler.”
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin personel politikalarını sert şekilde eleştiren Birgüvi, şok edici iddialar ortaya attı:
"İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 20 bin civarında çalıştırması gereken personel 40 bin civarında çalıştırılıyor. Bunlar neden 40 binler seviyesine çıkarıldı? Hep ideolojik sebeplerle, ideolojik amaçlı işte Seçimlere girerken kapalı kapılar arkasında gizli ittifaklar yaptılar.Bu gizli ittifaklar içinde bölücü örgüt mensuplarına kadrolar tahsis ettiler."
Birgüvi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki kadrolaşmayı “ideolojik” olarak tanımlayarak, en çarpıcı iddiasını İZSU hakkında dile getirdi:
“Cemil Tugay, ilk belediye başkanı seçildiğinde İZSU'nun strateji daire başkanının sosyal medya hesaplarında bölücü terör örgütüyle ilgili pervasızca ikrarda bulunduğunu, bu kişinin pazarlıklar doğrultusunda alınan 17 bürokrattan biri olduğunu, diğerlerini de açıklayacağımızı söylememize rağmen o kişiyi bir türlü görevinden almadılar.”
Bu kişinin şehir suyunu stratejik olarak yöneten konumda olduğuna dikkat çeken Birgüvi, bunun güvenlik açısından büyük risk olduğunu söyledi:
“Personel Yükü Yatırımı Engelliyor, İzmir’in Sorunları Yumak Haline Geldi”
Birgüvi, belediyedeki fazla personel istihdamının kentin yatırım bütçesini daralttığını söyledi. Birgüvi, “Bu kadar personeli barındıracağım derken ne yapıyorsunuz? Yatırımdan geri kalıyorsunuz. İşte ne oluyor? Körfeze yatırım gelmiyor, altyapıya yatırım gitmiyor. İzmir’in öncelikli ulaşım sorununa bir türlü bütçe ayrılamıyor. Ayrılamayınca da İzmir bu hale geliyor” dedi. İzmir’in sorunlarının giderek içinden çıkılamaz bir hâl aldığını vurgulayan Birgüvi, “Şehrin o kadar yumaklaşmış sorunları var ki, bunların hepsi çözülmesi gereken acil meselelerdir” ifadelerini kullandı.
"17 Fay Hattının Üzerindeyiz"
İzmir'in deprem riskine dikkat çeken Birgüvi, şehrin 17 fay hattı üzerinde bulunduğunu hatırlatarak, "Her bir fayın 7,5 şiddetinde deprem üretebilme riski var. Bununla ilgili ne merkezi yönetim ne yerel yönetim tedbir almıyor" dedi.
“Bu ihanet sürecini bozacağız, Türk milletinin sesi olmaya devam edeceğiz”
Naşit Birgüvi, TBMM’de “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna sert tepki gösterdi. Komisyonun amacının “PKK’nın taleplerini dinlemek” olduğunu savunan Birgüvi, hem CHP’yi hem de Cumhur İttifakı’nı eleştirdi.
Birgüvi, “Terörsüz Türkiye diye bir tanımlamayı kabul etmiyoruz. O komisyon, PKK’nın sorunlarını dinleme ve isteklerine cevap verme komisyonudur. CHP bile bile lades yapıyor çünkü üst yönetimi PKK sevici bir zihniyete sahip. AK Parti ve Cumhur İttifakı da bu sürece dahil olmuş durumda. Parlamentoda sanki 85 milyonun düşüncesi buymuş gibi hareket ediyorlar. Oysa Türk milletinin böyle bir isteği yok, tam tersine ciddi bir tepkisi var” dedi.
Zafer Partisi’nin bu süreci baltalamak için kararlı bir duruş sergilediğini belirten Birgüvi, “Genel başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ bunun bedelini 5 ay cezaevinde ödeyerek verdi ama geri adım atmadı. Biz de atmayacağız. Bu ihanet sürecine karşıyız. Çünkü sonuç alınırsa ulus devlet yapımızın dağılacağı ortada” ifadelerini kullandı.
Komisyonun gündeminde bulunan talepleri “kabul edilemez” olarak nitelendiren Birgüvi, “Anayasadan Türklüğün çıkarılması, anadilde eğitim, eyalet sistemine geçiş… Bunlar Lozan’a kafa tutmak, Sevr’i hortlatmaya çalışmaktır. Bundan 100 yıl önce denize döktüğümüz düşmanlardan ne farkları kalmış? Biz Türk milletinin sesi olmaya devam edeceğiz ve bu oyunu bozacağız” diye konuştu.
“Özgür Özel dönse ne olur, dönmese ne olur? Bu ihanet komisyonu ellerinde patlayacak.”
Birgüvi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin izlediği politikayı eleştirerek, “CHP’nin politikalarını anlamak mümkün değil” dedi.
Birgüvi, seçim sonrası yaşanan gelişmeleri değerlendirerek şu ifadeleri kullandı:
“SGK borçları adı altında ‘uzlaşacağız’ diye hareket ediyorlar. %38 oy aldılar ama o oyların neden kendilerine verildiğini anlamayacak kadar aciz durumdalar. Sandılar ki millet onları projeleriyle, değerli kadrolarıyla tercih etti. Hayır. Millet, AK Parti’den ve Cumhur İttifakı’ndan kurtulmak için bunlara destek verdi. Bunu anlayamadılar ve seçimin ertesi günü gidip sarayın kapısına gittiler”
CHP’nin “normalleşme” adı altında yürüttüğü sürecin ciddi bedellere yol açtığını savunan Birgüvi, “SGK borçları yüzünden çöp yığınları, hizmette aksamalar, personel maaşlarının ödenememesi gibi ağır sorunlar yaşadılar. Arkasından transferler ve daha başka senaryolar da gündeme geldi. Buna rağmen gidip o komisyona dahil oldular” dedi.
Birgüvi, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın Özgür Özel’i uyardığını da hatırlatarak, “Genel başkanımız ‘o komisyona girme, bu ihanet komisyonudur, PKK’nın taleplerini dinleme komisyonudur’ dedi. Ama dinlemedi. Şimdi komisyona girdikten sonra yeni sıkıntılar yaşıyorlar. Özgür Özel dönse ne olur, dönmese ne olur? CHP’nin komisyonda olması ya da olmaması fark etmez. Hepsinin elinde patlayacak. Bu millet onlara sandıkta ağır bir bedel ödetecek” ifadelerini kullandı.
“Atatürk çizgisinde olanlarla ittifaka açığız.”
Birgüvi, yaklaşan seçim sürecine ilişkin ittifak prensiplerini açıklayarak, “Atatürk çizgisinde olan, ihanet projelerinin dışında duran, bu ülkenin bekasına yönelik doğru adımlar atanlarla ittifak yapılabilir” dedi.
Birgüvi, ittifakların ancak belirlenen prensipler çerçevesinde mümkün olabileceğini vurgulayarak, “Bir parti olur, üç parti olur, on parti olur fark etmez. İrili ufaklı bütün partilerle bu çizgiye sadık kalındığı sürece ittifak kurulabilir” ifadelerini kullandı.
Birgüvi, Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Mansur Yavaş’ın adının öne çıktığını, ancak “naz yapanlara ısrarcı olunmayacağını” söyledi. İmamoğlu’na ise sert sözlerle yüklenerek, “Cezaevinden yaptığı açıklamalarla ihanet komisyonunu destekliyor. Bu çizgisiyle ikinci bir Erdoğan olur, biz desteklemeyiz” değerlendirmesinde bulundu.
“İzmir megaköy oldu, 50 yıl geriye götürüldü.”
Birgüvi, İzmir’deki CHP’li belediyeleri sert sözlerle eleştirdi. Büyükşehir Belediyesi’nin yanı sıra tüm ilçe belediyelerinin de hizmette sınıfta kaldığını vurgulayan Birgüvi, “İzmir’in sorunları artık kangren haline geldi” dedi.
Birgüvi, en basit sorunların bile çözülmediğini dile getirerek, “Dikili’ye geldim, 15 dakikadır otopark arıyorum. Çağdaş şehirlerde otopark sorunu olabilir mi? Olmaması lazım. Su sorunu İzmir’in en büyük problemi. Bir çalışma var mı? Yok. Çöp sorunu hâlâ devam ediyor. 2025 yılında hâlâ su kesintilerini, çöp dağlarını konuşuyoruz. Bu şehir 50 yıl geriye götürüldü” ifadelerini kullandı.
Merkezi yönetimin ülkeye, yerel yönetimlerin ise İzmir’e zarar verdiğini belirten Birgüvi, “İzmir, batıya açılan pencereydi; şimdi mega köy oldu. Çevre illerimiz 20 sene önümüze geçti. Plansız göç akımı, yanlış imar, altyapısı çözülmeden atılan adımlar İzmir’i felakete sürüklüyor. Bu sadece metropolde değil, 30 ilçenin tamamında yaşanıyor. Dikili feryat ediyor, Bergama aynı, Ödemiş aynı, Çeşme aynı” diye konuştu.
Birgüvi, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmir’in sorunlarının kaynağı hem merkezi yönetim hem de yerel yönetimdir. Artık bu milletimizin gözünü açıp AK Parti’den de CHP’den de yakasını kurtarması lazım.”
“Artık biz tek yoluz: İzmirli vatandaşları iki parti arasında sıkışmaktan kurtarmaya çağırıyoruz”
Zafer Partisi İzmir İl Başkanı Naşit Birgüvi, İzmirli vatandaşları iki parti arasında sıkışmaktan kurtulmaya çağırarak, "Artık biz tek yoluz. AK Parti'nin ve CHP'nin kirli yüzü çıktı ortaya. Bundan sonra tek yol Zafer Partisi olacak" dedi.
Yorumlar