Tunç Soyer Cezaevinden Seslendi: "Kimi Dolandırdım, Dosyada Yok!"
- Brifing Online
- 7 Tem
- 3 dakikada okunur

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında İZBETON şirketi ve kooperatiflere yönelik operasyonda tutuklanan önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tutuklu bulunduğu cezaevinden bir açıklama paylaştı. Sosyal medya hesabından "Cezaevi Günlüğü" adı altında açıklama yayımlayan Soyer, "kimden ne menfaat elde etmişim bunların hiç biri savcılık dosyasında yok elbette ama ben bu suçtan tutuklandım. Onun için hukuken yok hükmünde bir karar diyorum" dedi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca, 1 Temmuz'da "İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON AŞ'de taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı" iddiası üzerine soruşturma başlatılmıştı. Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen 99 kişiden, aralarında eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya'nın da olduğu toplam 60 kişi tutuklanmıştı.
Tutuklanan Soyer, Buca Kırıklar Cezaevi'ne gönderildi. Soyer, "Cezaevi Günlüğü" adı altında sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Gözaltı sürecinde gördüğü muameleyi ve cezaevi koşullarını aktaran Soyer, "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ben planlı bir şekilde, hile ve desise yaparak bu suçu işlemişim. Kimi dolandırmışım, kimden ne menfaat elde etmişim bunların hiç biri savcılık dosyasında yok elbette ama ben bu suçtan tutuklandım. Onun için hukuken yok hükmünde bir karar diyorum" ifadelerini kullandı.
Soyer'in paylaşımında şu ifadeler yer aldı:
"Cezaevi Günlüğü
5 Temmuz 2025 İçeride olmanın en güzel yanı sabaha karşı bir şafak operasyonuyla evinizin basılması ve gözaltına alınmanız ihtimalinin olmaması…!
Gözaltına alındığınızda Devlet sizi nezarethaneye “atıyor” ve “kötü muamele” yapıyor. 3-5 saat değil tam 72 saat beton üzerinde bir çift battaniyeyle bırakıyor. 70 kişi tek bir alaturka tuvaleti kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Bu da elbette taleplerin sıraya sokulmasıyla mümkün olabiliyor. Yani, 24 saatte bir kez yapılan temizlik nedeniyle son derece pis koşullarda ama ihtiyaç giderebiliyorsanız kendinizi mutlu hissediyorsunuz.
Tutuklandığınızda ise Devlet sizi “emanet” olarak alıyor. Pek çok kuralla birlikte yaşayacağınız daha ilk andan anlaşılıyor ama o kuralların öğrenilmesi sürekli olarak “size söylerler” denildiği için biraz zaman alacağa benziyor. Gözaltına alındığım andan itibaren 5 gündür telefonsuz ve saatsizim.
Benim gibi telefon elinden hiç düşmeyen biri için telefonsuzluğa alışmak da biraz zaman alacak galiba ama daha şimdiden alışmanın hoşuma gittiğini söyleyebilirim, zamanın akışını daha net hissedebiliyorsunuz. Hiç kuşkusuz zaman içeride yavaş akıyor. İçerisi ilk andan itibaren bir tür sadeleşmeyi öğretiyor. Tek kişi kaldığım odamda bir karyola, bir plastik masa ve sandalye bir de fevkalade iyi çalışan bir vantilatör var.
Bunlar ne kadar çok ve gereksiz eşyayla hayatımızı doldurduğumuzu düşündürttü bana. Ama daha çok kafa yormadan çok uykusuz geçen 4 günün ardından kavuştuğum yatağı çok sevdim ve deliksiz uyudum. İlk sabah çok kötü bir gaf yaptım. Uyandım, ışığı açmak için elektrik düğmesine bastım. Meğer acil durum düğmesiymiş, bir siren çaldı ve kısa süre sonra bir görevli kapıya geldi. “Çok özür dilerim ışığı açmak istemiştim” dedim.
Neyse ki tüm süreçteki memurlar gibi çok büyük bir anlayışla “Sorun yok, tamam” diyerek rahatlattı beni. Bu inzivada belli ki düşünmeye çok vaktim olacak ama ilk anda, benimle aynı kaderi paylaşan çok sevgili dostlarımı, çalışma arkadaşlarımı, yoldaşlarımı, birbirinden değerli insanları düşündüm. Maalesef memleketimizde kötü haber hiç bitmiyor ve tez duyuluyor. İlk ziyaretçim Av. Deman Güler; Sevgili Zeydan Karalar, Muhittin Böcek ve Abdurahhman Tutdere Başkanların sabaha karşı gözaltına alındıkları haberini verdi. Çok üzüldüm, Zeydan Başkan daha dün akşam arkadaşının telefonundan benim için üzüldüğünü söylemişti. Dilerim akıbetleri bize benzemez ve tutuklanmazlar.
Maruz kaldığımız bu haksızlıklar kabul edilebilir değil. Hukuki dayanaktan yoksun suçlamalar ve tamamen hukuk dışı bir şekilde sürdürülen tutuklamalar aslında yok hükmünde ve mutlak butlanla batıl bence. Çünkü örneğin ben Türk Ceza Kanunu 158/1 maddesi nedeniyle tutuklandım. Bu madde hile ve desise ile bir çıkar ve menfaat elde etmek için bir kişinin aldatılmasını düzenleyen nitelikli dolandırıcılık suçudur.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ben planlı bir şekilde, hile ve desise yaparak bu suçu işlemişim. Kimi dolandırmışım, kimden ne menfaat elde etmişim bunların hiç biri savcılık dosyasında yok elbette ama ben bu suçtan tutuklandım. Onun için hukuken yok hükmünde bir karar diyorum.
Bugün ikinci ziyaretçilerim, önceki dönem Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve değerli İzmir milletvekillerimizdi. Hem evimize, ailemize hem bana moral veren ziyareti için kendisine ve değerli eşlerine çok teşekkür ediyorum. Dilerim Devletimizin aldığı “emanetler” fazla hasar görmeden ve itibarlarıyla birlikte sahiplerine ailelerine, ait oldukları hayata iade edilir. Adalet yerini bulur. Zaman zaman cezaevi günlüğümü sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Arada sırada siz de bana yazarsanız sevinirim. Adresim: Buca Kırıklar F Tipi 1 Nolu Cezaevi Koğuş B/63 Hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Sağlıcakla kalın…!"


































Yorumlar