top of page

Işınsu Kestelli’den çağrı: “Deniz suyunu tatlı suya çevirelim!

  • Brifing Online
  • 30 Eyl
  • 3 dakikada okunur
Işınsu Kestelli’den çağrı: “Deniz suyunu tatlı suya çevirelim!

İzmir Ticaret Borsası (İTB) Eylül Ağı Olağan Meclis Toplantısı İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.Meclis, İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer yönetiminde gerçekleştirildi. İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, İzmir’de yaşanan su krizi başta olmak üzere tarıma dair önemli konulara değindi.

Önümüzdeki 3 yıla dair ekonomik planları anlatan OVP ay başında açıklandı. İzmir’den OVP’ye bir destek geçtiğimiz günlerde Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar tarafından geldi. Yorgancılar’ın ardından Kestelli de OVP’ye destek verdiklerini açıkladı. Planların içerisinde bulunan tarım maddelerine dair detayları aktaran Kestelli, “Önümüzdeki üç yılın yol haritası olan ve 8 Eylül’de açıklanan Orta Vadeli Program, tarım alanında pek çok başlık içeriyor. Programda yer alan tarım sektörüyle ilgili hedeflerden birkaçına değinmem gerekirse, bu dönemde: Tarım sektöründe, sanayi sektörüyle etkileşim içerisinde, verimlilik artışlarıyla büyümenin sürdürülebilirliği desteklenecek. Bitkisel ürünlerin arz talep dengesi, tarım arazilerinin kabiliyet sınıflarına uygun kullanımı ve stratejik ürünlerde yeterlilik seviyesi dikkate alınarak üretim planlaması yapılacak. Jeotermal kaynakların yanı sıra, rüzgâr, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının da kullanılacağı Organize Tarım Bölgelerinin sayısı artırılacak. Kırsal alanların sosyo-ekonomik gelişimine katkı sağlayacak; başta gençlere ve kadınlara yönelik uygulanan programların destekleme miktarları artırılacak, tarım ve hayvancılık özendirilecek. Dijitalleşme, yapay zekâ ve veriye dayalı iş modelleriyle akıllı tarım uygulamaları yaygınlaştırılacak. Programın içerdiği maddeler hepimizin bildiği, yıllardır savunduğu, Borsa faaliyetlerimiz çerçevesinde ön ayak olup desteklediği konular. Önemli olan, daha önce açıklanan programlarda da benzerleri yer alan bu maddelerin, bir bütün olarak ve tüm yurdu kapsayacak şekilde hayata geçirilebilmesi. Çünkü ülkemizde yapısal reform ihtiyacı duyan en önemli alanların başında tarım geliyor. Biz Borsa olarak sürecin hem takipçisi hem de destekçisi olmaya devam edeceğiz. Planlamadaki kararlılığın araziye yansıması en büyük dileğimiz” dedi.


‘BARAJLARIMIZDA SEVİYELER TARİHİ BİR ŞEKİLDE DİP NOKTADA’


Kestelli, iklim değişikliğinden etkilenen ve su kaynaklarının dip seviyeyi gördüğü bu döneme dikkat çekerek, “Günümüzün en önemli sorunlarının başında azalan su kaynakları yer alıyor. Bu konu hem bizim için hem de dünya için son derece kritik bir hal almış durumda. Küresel iklim değişikliği su döngüsünü hızlandırıp düzensizleştiriyor. Yağışların mekânsal ve zamansal dağılımı bozuluyor, buharlaşma artıyor, kuraklık ve taşkınların sıklığı ile şiddeti aynı anda yükseliyor. İklim değişikliğinin neden olduğu bu etkiler, yeryüzündeki toplam suyun sadece yüzde 2,5’ini oluşturan, erişilebilir miktarı ise yüzde 1,2’den az olan tatlı su kaynaklarının üzerindeki risklerin artmasına neden oluyor. Yüzey sularında azalma, yeraltı sularında tükenme ve su kalitesinde bozulma aynı anda görülüyor. Tatlı su kaynaklarıyla ilgili bu gelişmeleri ülkemizde ve şehrimizde de belirgin bir şekilde hissediyoruz. Nitekim İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılayan altı barajda su seviyeleri tarihi dip noktalarda. En büyük yüzey su kaynağı olan Tahtalı barajında doluluk oranı 29 Eylül itibariyle sadece yüzde 3,61. Bu nedenle şehrimizde günlük yaşamsal faaliyetler için ihtiyaç duyulan suyun çok büyük bölümü yer altı kuyularından temin ediliyor” ifadelerini kullandı.


‘SUYUN AZALMASI SEBEBİYLE TARIM ÜRÜNLERİNDE VERİM VE KALİTE DÜŞÜYOR’


Su kaynaklarının tarımı sert bir şekilde etkilediğinin altını çizen Kestelli, “Ülkemizde yıllık su tüketiminin yüzde 77’si tarımda, yüzde 12’si günlük tüketimde, yüzde 11’i ise sanayide kullanılıyor. Su kaynaklarının azalması tarımı da sert bir şekilde etkiliyor. Tarım ürünlerinin verim ve kalitesinde azalmalar olurken, suya ulaşımdaki enerji maliyetleri artıyor. Hepimiz biliyoruz ki üreticilerimiz geçmişte 30-40 metrelerden yeraltı suyu temin edebilirken, şimdi 200-250 metrelerden su çekmek zorunda kalıyor. Sonuç olarak su kaynaklarının azalmasına rağmen talebin her geçen gün artması, verimlilik, talep yönetimi ve havza-ölçekli planlamayı bir lüks değil, güvenlik meselesi hâline getiriyor” diyerek krize dikkat çekti.


‘DENİZ SUYUNU TATLI SUYA ÇEVİRELİM’


Yaşanan su krizine çözüm önerisi sunan Kestelli, deniz suyunu tatlı suya çevirmenin bir yol olabileceğini belirterek, şunları söyledi:


Öncelikle su kullanımın talebini düşürmek amacıyla günlük tüketim, tarım ve sanayide su ayak izimizi düşürecek önlemleri hayata geçirmek zorundayız. Günümüzde, yağışın sınırlı olduğu bölgelerde tuzdan arındırma, yağışlara gerek olmadan tatlı su arzının artırılmasının en pratik yollarından biri. Deniz suyunu tatlı suya dönüştürme süreci enerji yoğun bir süreç olduğundan bazı dezavantajlar söz konusu. Dolayısıyla bu tesislerin enerji ihtiyacını karşılamak için güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının eş zamanlı olarak devreye alınması en önemli önceliklerden birini oluşturuyor. Mesela, su kıtlığı çeken Arap Yarımadası'nda tuzdan arındırma yöntemi yoğun olarak kullanılıyor. Suudi Arabistan, 37 milyonu aşan nüfusu ile milyonlarca Umre ve Hac ziyaretçisinin ihtiyaç duyduğu suyun yüzde 75'ini bu yolla sağlıyor. Petrol zengini ülke, tuzdan arındırma işleminin getirdiği yüksek oranda karbon emisyonunu bertaraf etmek için yeşil enerji kaynaklarına çok ciddi yatırım yapıyor. Bizim de çeşmelerden su yerine ‘tıs’ sesi gelmeden çok önce tuzdan arındırma işlemi için altyapı yatırımlarını tamamlamamız, bu yöntemin gerektirdiği enerjiyi sağlamak için de yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin kullanımı için çalışmamız gerekiyordu ama yapmadık; yapamadık. Yine de hiçbir şey için geç değil. İfade ettiğim yöntemler kamuoyunda bilinen tartışılan çözüm yolları arasında yer alıyor, ancak zaman geçtikçe sorun da büyüyor bu nedenle geldiğimiz olumsuz noktayı milat alıp hemen bugünden kolları sıvamalıyız. Hem kent sakinlerinin huzur ve refahı hem de sanayi ve tarımın devamlılığı için buna mecburuz.


Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page