Pamuk Üreticisinin İsyanı: “Destek Yerinde Sayıyor, Maliyet Katlandı!”

Beyaz altında ekim sezonu başladı. Pamuk üreticisi ise yüksek girdi maliyetleri nedeniyle eylül ayında gerçekleşecek hasat zamanını endişeyle bekliyor.

Pamuk üreticisine devlet desteği 3 yıldır değişmedi. Üretici, 1 TL 60 kuruşluk desteğin yetersizliğinden ve 3 yılda yüzde 300 artan maliyetlerden şikayetçi…

Egedesonsöz’e konuşan Söke Ziraat Odası Başkanı Mustafa Tanyeri, pamuk üretiminde yaşanan sorunlara değindi.

“GİRDİ MALİYETLERİMİZ 3 YILDA YÜZDE 300 ARTTI”

Tanyeri, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Tariş, geçen hafta malus fiyatına 64 TL dedi. İzmir Ticaret Borsası’nda ise şu an 61-62 TL. Şu an malus pamuğunda 80 TL olması lazım. Kütlü pamuk da 34 TL olmalı. Fiyatlar şu an düşük. Pamuk üreticisi olarak önümüzü göremiyoruz. Böyle giderse önümüzdeki yıllarda pamuk üretimini sürdüremeyeceğiz. 3 yıldır aynı fiyat, 20-25 TL civarında bir rakam önümüze düşüyor. Girdi maliyetimiz 3 yılda en az yüzde 300 arttı. Her yıl yüzde 90-100 zam geldi. Üretici bunlara nasıl dayanır bilmiyorum. Bir de kuraklık var. Barajlarımızda su yetersiz. İnşallah hasada kadar düzelir, sulamada da sorun olmadan istediğimiz rekolteyi ve kaliteyi yakalarız.”

Devlet desteğinin 3 yıldır değişmediğine vurgu yapan Tanyeri, yerli tohumlarda bakanlık desteğinin olmadığının altını çizdi. Tanyeri, “Devlet desteği pamukta 3 yıldır 1 TL 60 kuruş. Çok yetersiz. Girdi maliyetleri yüzde 300 artmış, devlet desteğinde bir kuruş artış yok. Yerli tohumlarda bakanlığın desteği yok. Pamuk ekimine yeni başlandı. Hasadımız eylül sonunda, rekolte belli olacak. O zamana kadar fiyatların düzelmesini umut ediyoruz. Bu şartlarda zor” diye konuştu.

“ÖNCE ÜRETİCİYİ YAŞATMALILAR”

Tanyeri üreticinin sanayiciden ve ihracatçıdan daha zor durumda olduğunu dile getirdi. ‘Üretici olmazsa hiçbir şey olmaz’ diyen Tanyeri, “Tekstilci de zor durumda, sanayici de ama onlar bize göre biraz daha iyi. Bunun hammaddesini üreten biziz. Önce bizi yaşatmalılar. Sanayiye karşı değiliz ama onlar bizden bir nebze daha iyi durumdalar. Üretici olmazsa hiçbir şey olmaz. Yerli üretime destek lazım. Üreticiye el verin. Biz her türlü olumsuz şartlarda, açık havada, yazın 40 derece sıcakta kışın eksi derecelerde soğukta üretim yapmaya çalışıyoruz. Hiçbir güvencemiz yok, riskli bir iş yapıyoruz. Toprakta üreteni yaşatmak lazım” ifadelerini kullandı.

Gençlerin tarımdan uzaklaştığını ve teşvik politikasının olması devlet tarafından hazırlanması gerektiğini söyleyen Tanyeri, “Bu yıl bakanlığın üretim planı var. Bakanlık, üreticiye girdi maliyetlerinin altında ürün satarsa üretim maliyetini ödeyeceğiz, diyor. Biz elimizden geleni yapıyoruz ama şu an gençleri de tarıma çekmemiz lazım. 30 yaş altı üyemiz yüzde 5’i bile bulmuyor. Üyelerimizin yaş ortalaması 55-60. Bu insanlar da göçüp gittikten sonra toprağı kim işleyecek? Tarımın geleceği belirsiz. Gençler, asgari ücretle fabrikada çalışıyor, turizmde çalışıyor… Ailesi Ziraat Bankası’na borçlu, tarım arazileri ipotekli, gençler tarımdan uzaklaşıyor” dedi.