Sayıştay raporu ortaya koydu: İzmir’de akademisyen açığı büyüyor
- Brifing Online
- 7 saat önce
- 2 dakikada okunur

Sayıştay tarafından yayımlanan son denetim raporuna göre, İzmir’de devlet üniversitelerinde ciddi bir akademik kadro açığı bulunuyor. Rapora göre kentteki yükseköğretim kurumlarında 4 bin 700’den fazla akademik pozisyon uzun süredir boş durumda olduğu belirlendi.
Sayıştay’ın 2025 yılı denetim raporları, İzmir’deki üniversitelerde akademik personel yetersizliğini öne çıkardı. Rapor kapsamında kentin devlet üniversitelerinde toplam 4 bin 708 akademik kadronun dolmadığı belirtildi. Bu sayının İzmir çapında akademik kadroların ciddi bir bölümüne karşılık geldiği belirlendi.
Akademik üretkenlik olumsuz etkileniyor
Rapor verilerine göre üniversitelerde 828 profesör, 839 doçent, 1.019 doktor öğretim üyesi, 696 öğretim görevlisi ve 1.517 araştırma görevlisi pozisyonu boş bırakılmış durumda. Sayıştay, kadro atamalarının uzun yıllardır yavaş ilerlediğine dikkat çekti. Bu sebeple hem eğitim kalitesinin hem de akademik üretkenliğinin olumsuz etkilendiğine vurgu yaptı.
Eğitim Sen İzmir 3 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Dr. Lülüfer Körükmez, çok fazla kadronun boşta olduğunu ancak üniversitelerde hala görevde olan akademisyenlerin yıllardır kadro beklediğini söyledi. Bunun yanı sıra ağır ders yükü, idari işler yükü altında birçok akademisyenin ezildiğini söyledi.
Alan dışı işlerde çalışmak zorunda kaldılar
Ayrıca uzun süredir atanmayı bekleyen yüksek lisans ve doktora mezunlarının bir kısmının alanının dışında işlerde çalışmak zorunda kaldığını vurguladı. Bazı fakültelerde öğretim üyelerinin kendi branşları dışındaki derslere girmesi ise raporda öne çıkan temel problemlerinden biri oldu.
Bu durumun iki temel ayağı bulunduğunu belirten Körükmez, bu konuda ciddi bir hukuki sorun olduğunu belirterek, şu şekilde konuştu:
Birincisi, üniversitelerde çalışma rejiminde yaratılmak istenen değişim. Örneğin araştırma kadrosu ilanları çok azalmış durumda. Araştırma görevlilerinin yapması gereken işler artık proje bursiyerlerine yaptırılmak isteniyor. Ancak burada ciddi hukuki sorunlar var. Proje bursiyeri bölümün kadrolu elemanı değil; dolayısıyla idari işlerde ne görevi ne de yetkisi var. Bu uygulama, akademik hiyerarşide yukarılara doğru da genişletilmeye çalışılıyor. Kısacası bir tür özelleştirmenin akademiye zorla uygulanması söz konusu
Ağır idari iş yükü
Sözlerine devam eden Körükmez, her bütçe döneminde dengenin eğitimden kısarak sağlandığını belirtti. Uzmanlık alanı haricinde çok sayıda ders veren akademisyenlerin, yüksek öğrenci sayısı ve yoğun idari iş yükü altında çalıştığını vurgulayan Körükmez, bu durumun kaçınılmaz bir şekilde eğitimin niteliğini düşürdüğünü, araştırma ve yayın faaliyetlerini aksattığını belirtti.
Körükmez, YÖK’ün son zamanlarda öne çıkardığı ve üniversitelerin statü almak için yarış halinde olduğunu belirtti. Araştırma üniversitesi vaatlerinin tamamen boşa düştüğünü söyleyen Körükmez, yeterli bütçe, altyapı ve özgürlüğün olmadığını dile getirdi. Bu şartlarda araştırma üniversitesi ilanlarının bir anlamı kalmadığını ifade eden Körükmez, şöyle konuştu:
Bu koşullarda araştırma üniversitesi ilanlarının bir anlamı kalmıyor. Üstelik bu kadar ağır yükün altında akademisyenlere sürekli proje üretmeleri, araştırma yapmaları ve yayın çıkarmaları baskısı yapılıyor.
Yayın yapın baskısı nitelikli eğitimi engelliyor
‘Yayın yapın’ baskısı hakkında konuşan Körükmez, bu baskının bilimsel ilerleme ve kamu yararı amacıyla yapılmadığını vurguladı. Hiçbir ekonomik desteğin verilmediğini belirten isim, bu koşullarda araştırma üniversitesinin herhangi bir nitelikli yükseköğretimin yürütülmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Yüksek lisans sürecinde hem okuyup hem de alan dışı bir işte çalışan öğrenci, ekonomik baskılar sebebiyle yüksek lisansı bırakmak zorunda kaldığını vurgulayarak, şu sözleri konuştu:
Gündüz bölümde derse girip, akşam geç saatlere kadar kafede garsonluk yapıp, gece sabaha kadar derslerin gereklilikleri olan çalışmaları tamamladım. Benimle birlikte başlayan birçok arkadaşım geçimini sağlayamadığı için tez aşamasına bile gelemeden yüksek lisansı bırakmak zorunda kaldı. Oysa hepimiz araştırma alanlarımız doğrultusunda bilimsel çıktılar üretmek istiyorduk
Kaynak:Evrensel
Yorumlar